Kaynak göstermeden kullanmayınız!
A. Giriş
Bütün anlam ileten göstergeleri anlamlama
çerçevesinde ele alarak bir çözümleme yöntemi olarak kendi araçlarını oluşturan
göstergebilim öncelikle yazınsal metinler aracılığıyla dikel göstergeye
yönelmiş ve göstergebilimin dilsel göstergeler için sunmuş olduğu araçlar dil
dışı göstergelerin anlamlama çözümlemelerinde kullanılmaya başlanılmıştır.
Resim, fotoğraf, karikatür, çizgi film, sinema, mimarlık alalarının ürünleri
plastik gösterge olarak kabul edilmiş ve göstergebilimsel bakış açısıyla
incelenmiştir. Reklamcılık da son yıllarda göstergebilimin önemli uğraş
alanlarından birisi haline gelmiştir. Reklamlar,
kapitalizmin temelinde yer alan değerleri inşa etmede ve sürdürmede önemli bir
rol oynamaktadır. Reklamlarla yaratılan düşünce ve duygu atmosferini incelemek
tüketim kültürünün nasıl kurulduğunu ve yayıldığını anlamada önem taşımaktadır.
Çalışma kapsamında da tüketimi son yıllarda artan devam sütü markası Aptamil
reklamının göstergebilimsel açıdan incelenmesine çalışılacaktır.
B. Göstergebilim: Anlamı ve Kapsamı
Gösterge kendi
dışında bir şeyi temsil eden ve dolayısıyla bu temsil ettiği şeyin yerini
alabilecek nitelikte olan her çeşit biçim, nesne, olgu vb. olarak
tanımlanmaktadır (Rifat, 2009: 11)
En genel ifade
ile göstergebilim “göstergelerin bilimsel incelemesi” şeklinde tanımlanmaktadır
(Rifat, 2009: 11) Göstergebilim, insanın gösterge oluşturma, göstergelerle
dizge kurma ve bunlar aracılığıyla iletişim sağlama mekanizmasını araştırır.
Göstergebilimcinin temel uğraşısı anlamın nasıl oluşturulduğu ve gerçekliğin
nasıl sunulduğu sorusunu yanıtlamaya yöneliktir.
Göstergebilimin
uğraştığı temel birim göstergedir. Ancak asıl can alıcı noktasının
göstergelerin bir arada nasıl işlendikleri olduğu kabul edilmektedir. Bir
arada, uyumlu bir şekilde işleyen göstergeler dizge denilen yapıları
oluşturmaktadır. Dizge ise Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde bir bütünü oluşturacak
biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı öğelerin tümü” olarak tanımlanmıştır
(Akerson, 2005: 26).
Göstergebilim
(semiotics, semiology), en genel ve en bilinen tanımıyla göstergeleri ve
gösterge dizgelerini inceleyen bilimdir, diye tanımlayabiliriz. Fakat bu tanım
hiçbir şeyi açıklamaz ve bilimsel açıdan yetersiz kalır. Bu tanımı açmak
gerekirse; göstergebilim, dilbilimsel metotları nesnelere uygulayan, bildirişim
amacı taşısın taşımasın her şeyi (oyunlar, jestler, yüz ifadeleri, dini
ayinler, edebiyat eserleri, müzik parçaları, sinema, resim, reklam afişleri,
trafik işaretleri, moda, mimarlık… gibi) dille tasvir etmeye ve dilsel olmayan
bütün olguları da dil metaforuna dönüştürerek açıklamaya çalışan bir bilimdir.
Göstergebilim,
anlam evrenini çözümlemeyi amaçlar: anlam oluşumu, anlam yaratmak,
anlamlandırmak gibi soyut durumun dizgeleştirilmesi, açığa çıkarılması gibi
konular anlamla ilgili ilk akla gelenlerdir. Bu bakımdan anlamla ilgili her şey
göstergebilimin alanına girer.
C. Umberto Eco
İtalyan bilim
adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür.
Dünya kamuoyunun
gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren
İtalyan yazar,
Çağdaş göstergebilimcilerden Umberto Eco, (1932-), göstergenin
anlamlanma
sürecinin temel birimi ve göstergebilimsel en küçük birim olduğunu
vurgulamaktadır.
Göstergelerin bir tür bilgi aktardıkları ve ayni zamanda da "yanlış"
bilgiler de
aktarabileceklerini belirten Eco, A The or of Semiotics adlı yapıtında
"göstergebilim
ilkece yalan söyleyebilmek amacıyla her şeyi inceleyen bir bilim"
olduğunu
aktarmıştır. Ayrıca Eco, metinlerin "okunması" aşamasında üç tür
niyetin
(intentio)
varlığından söz eder: Okurun niyeti, metnin niyeti ve yazanın niyeti. Bu
bağlamda bir
sanat yapıtının bütünsel üretim açısından
bitmiş, tamamlanmış, "hesabı
yapılmış"
ve "kapalı" olmasına karşın, yoruma da kapalı olmadığını ve bu
yorumların
onun
indirgenemez özgünlüğünü, farklılığını
değiştiremeyeceğini", 'modern yapıtın en
belirgin
özelliğinin yorumcuya sunduğu çok sayıdaki bakış açısının bilgi çoğalmasına
da neden
olduğunu" ancak "yaratıcı bir metinin her zaman Acık Yapıt
olduğunu" ve "bir
metnin okurunun
sonsuz tahminler yapabileceğini de çeşitli yapıtlarında
vurgulamıştır.(R.Küçükerdoğan
2011:167)
D. Ferdinand de
Saussure
Dilbilimin
de dizgelere ya da yapılara yöneliş dönemini başlattı. Saussure, dilin iç
gerçekliğinin ele alınmasını önerdi. Dil/söz ve eş sürem/art sürem ayrımlarının
yapılmasını zorunlu gördü.
Yapıtları:
Cours de linguistique générale (Genel Dilbilim Dersleri) [1916], Mémoire sur le
système primif des voyelles dans les langues indo européennes (Hint-Avrupa
Dillerinde ünlülerin İlk Dizgesi Üstüne İnceleme) [1879] ,De l’Emploi du
génetif absolu en sanscrit (Sanskritçe’de Salt Tamlayan Durumunun Kullanımı)
[1881] adlı yapıtları da dilbilime yeni bakış getirdi. Saussure, XX. yüzyılda
tüm insan bilimlerini yenileyen yapısalcılığının öncüsü oldu. Toplum yaşamını
geniş bir ilişkiler ağı, çeşitli düzeylerde iletişim sağlayan anlamlı
birimlerin kurduğu bir çevrim olarak ele aldı.
E. Reklamların Göstergebilimsel
Çözümlenmesi
Göstergebilim de
daha önce söylediğimiz gibi iletişim amaçlı bütün bu aracıları, göstergeleri ve
bunların birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilimdir. Bu nedenle
modadan, yazıdan, mimari tasarım ve şehircilikten, resme, edebiyata,
reklamcılığa, dile kadar tüm kültür olgularını kapsayan geniş bir alana
sahiptir. Bu da göstergebilimin kültürü iletişim açısından incelediğini
göstermektedir.
Reklam bir ileti
biçimidir. Görsel ve dilsel tekniklerle, ikna eder, yönlendirir, bazen de bizi
bilinçaltı tekniğiyle etkiler. Rengin Küçükerdoğan “Reklam Nasıl Çözümlenir?”
adlı kitabında reklamın bir sanat olduğundan bahsetmektedir. Reklamı bilim
olarak tanımlamasının nedeni ise tüketici davranışlarında kullanılan teknik
etkilerini ortaya çıkaran istatistikî ve psikolojik etmenleri kullanmasından
bahseder. Reklam tüketiciye bir ürün veya bir hizmeti kullanmaya, satın almaya
yönlendirir. Ya da bilinçaltı seçmemize olanak sağlar.
Reklamların
göstergebilimsel çözümlemesinde dikkate alınacak birçok öğenin varlığı yadsınamaz.
Bunlar arasında yaratılmak istenen reklam ortamı, görüntünün düzenlenmesi,
görüntüde beyaz alan kullanımı ve simgeler başvurulması, dilsel iletinin
hazırlanması, reklam görüntüsünde kişi kullanımını sayılabilir. Tüm bu öğelerin
reklam iletisinin etkinliği açısından çözümlenmesi gerekmektedir. Ayrıca
ürünün, hedef kitleyi satış eylemine nasıl yönlendirdiğini, hedef kitleyi hangi
yöntemlerle güdülediği de çözümlenmelidir.
Hedef kitle,
çeşitli iletişim kanallarından kendisine ulaştırılmaya çalışılan iletileri,
oluşturduğu ön eğilimleri ile algılar ve değerlendirmelerini yaptığı ve bu
nedenle etkili bir pazarlama iletişiminin gerçekleştirilmesinde, öncelikle
hedefin ön eğilimlerinin, onu etkileyen bireysel ve grupsal faktörlerin, hedef
kitleyi oluşturan bireylerin demografik özelliklerinin, hedef kitlenin satın
alma kararı sürecini açıklayan satın alma modellerinin iletişimciler tarafından
analiz edilmesi gerektiğinin ortaya çıktığından bahsedilmektedir. (Kocabaş,
Elden ve Yurdakul, 2002: 11).
Çözümleme aşamasında
birçok yöntem ve bilim dalı yararlı ve yardımcı konumdadır. Görüntüyü
çözümleyenler ne kadar fazlaysa görüntü ile ilgili yorum da o kadar fazlalaşır.
Ancak yalnızca reklam görüntüsünün çözümlemesi tek anlamlıdır. Çünkü tecimsel
amaçlı reklam görüntüsünde, görüntü karmaşık olmamalı ve benimsenen reklam
anlayışını düz ve açık bir ileti aracılığıyla aktarmalıdır.
Reklam
iletişiminde göstergebilimsel yöntemi kullanarak ileti çözümlemesi
gerçekleştiren birçok araştırmacı, göstergebilimci ve reklamcı vardır.
Bunlardan belki de en yalın, en anlaşılır reklam çözümleme yöntemini geliştiren
isim Jules Gritti’dir. Gritti metin analizine yönelik metnin ideolojik
yapılarının çözülmesinin üzerinde durmuş ve yapılar arasındaki ortak ilişkilere
dikkat çekmiştir (Houtart, 1990: 69).
Gritti 1966’da iletişim
alanında "Un récit de presse: les derniers jours d'un 'grand homme” çalışması ile ün
kazanmıştır. Bu çalışmasında Papa 23. Jean’ın hastalık ve ölüm haberinin,
gazetelerde nasıl bir şemaya uyularak yayınlandığını incelemiştir. Farklı
eğilimlerde 7 gazete ve 4 dergi tarayarak yürüttüğü araştırmasında hepsinin de
haberi belli bir düzene sokarak verdiklerini belirtmiştir. Kısaca, belli bir
ortamda, bir haber türünün dizimsel bir yapısı, durağan bir şeması olduğunu savunmuştur
(Bayrav, 1987: 80).
Gritti’nin reklamcılık
alanında geliştirdiği göstergebilimsel yöntem bir soru-cevap dizisidir. Bu
dizide yer alan 11 adet soru aracılığıyla reklam iletisinin göstergebilimsel
ileti çözümlemesi gerçekleştirilebilir ve iletinin değerlendirmesine
gidilebilir: (Özcan, 2007: 133)
1. Soru: İletide
aktarılan bilgi düzeyi: İletişimde kullanılan nesne ve araçlar nelerdir?, Neden
söz ediliyor? (Kesitlenebilen ve adlandırılabilen her şey): Düz anlam Boyutu.
2. Soru: Bu
nesneler ne çağrıştırıyor, ne düşündürüyor? Yan Anlam Boyutu.
3. Soru:
Yalnızca bir öğeyi anımsamam gerekse, düzanlamsal ve yananlamsal boyutlarda
hangi öğeyi akılda tutarım?
4. Soru:
Yananlamlar nasıl düzenlenmiş? Bu düzenleme nasıl değerlendirilebilir? Güçlü,
zayıf yoksa dengeli?
5. Soru: Metinde
alıcı ve vericilerin varlığı hissediliyor mu? Kanıtla. (adıllar, betimlemeler.)
6. Soru: Ürün
nasıl sunulmuş?
7. Soru: Metin
ve görüntü arasındaki bağıntı nasıl? Yinelemeler, aşın süs, demirleme işlevi,
karşıtlık, uyum?
8. Soru: Göze
çarpan öğe ya da arka planda kalan öğe hangileri?
9. Soru: Bu
çerçevede, iletideki değişik öğeler nasıl konumlandırılmış? Aralarında uyum var
mı? Birbirlerini bütünlüyorlar mı?
10. Soru: Reklam
iletisinde ne var? Ve bu iletiyle ne düşlüyoruz?
11. Soru:
Öğelerin bütünlüğünü düzenleyen birim nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder